29 Eylül 2010 Çarşamba

10 Numara #2 - Son 10 Yıl Fenerbahçe




10 numara yazı dizisinin ikinci konuğu ezeli rakibimiz Fenerbahçe. Galatasaray'da olduğu gibi bir 10 numara sirkülasyonu yok. Ortalama 4 yılda bir değişmiş 10 numaralar (2007-2008 sezonu boş geçilmiş). Listenin ilk sırasındaki isim yazı dizimizin ilk bölümünde de vardı :-)

2000-2003. Haim Revivo


2003-2007. Tuncay Şanlı


2008-.... Alex De Souza


Yağmuru Dışardan İzlemek

Yağmur yağmasının en güzel taraflarından biri yağmurda yürümektir. Ama balkondan/pencereden izlemesi daha güzel bence. İnsana sanki karmaşanın içinde güven veriyor, sürekliliğiyle rahatlık. Sesiyle başka yerlere gönderiyor.  Geçen hafta birden bastıran yağmur-dolu kombinasyonun işyerimizin penceresinden görünümü ...
(Resmi büyütmek için üzerine tıklayınız)

Dexter Her Yerde !!!

Şu sıralar beşinci sezonuna start veren ve bizimde fetiş dizilerimizden biri olan Dexter, e2 kanalında yayınlamaya devam ediyor. Kanal Dexter'ı izletmek için reklamları ardı ardına yapıyor. Ülkemizde pek örneğini görmediğimiz şekillerde hem de ... Buyrun.





Yalnız dönerci amcaların Dexter hakkında ne bildiklerini merak etmedim değil :))

Bu arada geçen pazar yayınlanan 5.sezonun ilk bölümü, Showtime kanalının 15 yıldır kırılamayan en yüksek reytingli sezon açılışı rekorunu 2,3 milyon seyirci ile kırmış. Yürü be Dexter, kim tutar seni ...

28 Eylül 2010 Salı

Tebrikler

Bugün oynanan Kasımpaşa - Fenerbahçe maçı, Kasımpaşa' nın stadının restorasyonu sebebiyle Ali Sami Yen'de oynandı. Bol gollü bir maç olmasının yanı sıra, Fenerbahçe' nin Ali Sami Yen'e son kez çıkması sebebiyle de ilginç bir maçtı. Ama her şeyden öte konuk ekip Fenerbahçe' nin tribünlerinde açılan bir pankart gerçekten çok özeldi. 2 yıl önce vefat eden Ultraslan tribün lideri ve gsstore.org kurucularından Alparslan Dikmen, ölüm yıldönümünde Fenerbahçe'liler tarafından da anıldı. Ezeli rekabeti düşmanlığa çevirenlere inat ...

27 Eylül 2010 Pazartesi

6. Hafta / Galatasaray 3 - İstanbul BB 1


Geçtiğimiz sezon Ali Sami Yen'de oynanan Galatasaray - Büyükşehir Belediye maçı, Büyükşehir Belediye' nin son dakikada attığı gol ve Mustafa Sarp'ın formasını yırtmasıyla akıllarda kalmıştı. Galatasaray'ın bu seneki imajı da bu maçın, geçen senekinin bir tekerrürü olacağına yönelik işaretler taşıyordu. Son iki maçta özellikle tek gol atıp yatma politikası. Ama Galatasaray bu sefer elini sağlama alarak başladı maça. 13 dakikada 2 golle maçı kopardı. Daha sonra Baros'un hat trick şerefine ulaştığı o ilginç golle maç ilk yarıda bitti.

Rijkaard elindeki kadroyu kendi sistemiyle entegre etmeye çalışıyor haftalardır. Bu yüzden formasyon da çok değişiklik gördük. Sanırım bu maçla beraber ideal 11'ne yaklaştı. Kalede Ufuk, en azından Aykut'tan daha çok güvenilir. Uzun zamandır hücum açısından beklerde sıkıntımız vardı. Serkan-Insua ikilisi ilaç gibi geldi. Serkan'ın 1 asisti ve penaltıyla sonuçlanan ortası dikkati çekti. Serkan Kurtuluş eğer Sabri'nin ismi altında ezilmezse artık Sabri'ye daha fazla ihtiyaç yok. Insua' nın solu parsellmesi ile de Hakan Balta'nın anti-ofansif oyunundan kurtulmuş olmakla kalmayacağız sadece, üstüne stoper mevkiinde alternatif kazanacağız. Neill-Servet gün geçtikçe daha uyumlu hale geliyorlar. Mustafa Sarp'ı ve Kewell'ı kenarda tutup, orta sahayı Ayhan-Cana ile sağlama almaya çalışmak, sola Aydın'ı, sağa Pino'yu çekip, forvet arkasında da Misimoviç'i tutmak riske edilen ama başarılı sonuç veren bir formasyondu. Arda'nın dönmesiyle Pino kenara alınabilir. Aydın'ın yerinde de değişmeli olarak Kewell denenebilir. Sakatlık sıkıntısı olmasa zaten, takım geçen seneki gibi alternatifli bir yapıya sahip. Alternatifsiz sadece Baros var, o da sakatlanınca zaten oyun düzenimiz bozuluyor. Belediye maçında yaşadığı sakatlık son haberlere göre şimdilik Karabük maçını kaçırmasına sebep olacak.Karabük karşısında seri bozulabilir :)

Geçen seneden beridir düzenli takip ettiğim Galatasaray'ı, sezon başındaki kötü oyundan sonra en azından canlı olarak takip etmemeye başlamıştım. Yoğunluk, iş-güç derken üstüste 4.hafta maçını canlı izleyemedim. İlginçtir ki, son dört hafta 4'te 4 :)). Geçen hafta sorduğum sorunun cevabını şimdi verebilirim. Suçlu benim. İzlemeyeyim ki takım tekrar kazanmaya başlasın :)

6. hafta sonunda Galatasaray tekrar potaya girdi. 4'lük seriden sonra 12 puanla 3.sıradayız, 15'lik ve maç eksiği olan Bursa ve 13'lük Beşiktaş'ın ardından.

24 Eylül 2010 Cuma

Ceza

Geçen yıl Espanyol takımının 26 yaşındaki kaptanı Dani Jarque, takımın kamp yaptığı otelde kalp krizi geçirerek ölmüştü. Bu olay hem İspanyolları, hem de Espanyol'lu futbolseverleri derinden yaralamıştı.

Bu yaz Dünya Kupası finalinde İspanya'nın şampiyonluk golünü atan Anders Iniesta, golden sonra formasını çıkartıp, aynı zamanda yakın arkadaşı Jarque' yi anmıştı. Formanın altındaki tişörtte İspanyolca "Dani Jarque her zaman bizimlesin" yazıyordu.




Geçen hafta, benzer bir anma düşüncesini Espanyol'lu futbolcu Jose Callejon gerçekleştirdi. Espanyol - UD Almeria maçında attığı gol sonrası formasını kaldırarak, Jarque' nin resminin bulunduğu bir tişört gösterdi. Ama bu harekete İspanyol Rekabet Komitesi tarafından 3000 Euro'luk ceza geldi. Sebep olarak ise, "Futbolcu, maç sırasında formasını kaldırarak, herhangi bir mesaj veremez" kuralı gösterildi. Bu ceza, hem İspanyol basını tarafında eleştirildi, hem de kulüp cezaya itiraz edeceğini belirtti.


Büyük bir organizasyon olan Dünya Kupasında böyle anlamlı bir jeste FIFA bile bir şey demezken, İspanyol Rekabet Komitesinin ceza vermesi ilginç bir olay. La Liga, Premier League gibi üst düzey ligler, kurallarıyla ünlüdür ve çekilen ilginin sebeplerinden biri de budur. Ama kural dediğin abartılmamalı. Acaba bizim ligimizde olsa federasyon buna ne derdi?

21 Eylül 2010 Salı

Eğitim'de Aksiyon Dolu Günler

KPSS sınavındaki kopya skandalı, ÖSYM'in güvenirliliğini kaybetmesi, yeni ders yılının başlaması derken aksiyonu bol bir hafta geçirdi eğitim camiası. Şu günlerde karşımıza gelen son gelişmeler ...

Öğretmen adaylarına ayrı sınav



Yıllardır eleştirdiğimiz konulardan biri de, Kimya öğretmenine "Kabak nerde yetişiyor?", Coğrafya öğretmenine "Ali'nin yaşı, Ahmet'in yaşından ...", Matematik öğretmenine "82 Anayasasına göre hangisi Anayasa metnine dahil değildir?" şeklinde sorular sorulmasıydı. Sayısal öğretmeni sözelden, sözel öğretmeni sayısaldan sınava tabi tutuluyordu. Üstelik Matematik, Türkçe, Coğrafya ve Tarih branşları dışında kalan branşlar sınava 1-0 yenik başlıyorlardı.

MEB, yeni öngördüğü taslakta her branşa kendi ile ilgili sorular sormayı planlıyor. 76 ayrı branşın ayrı sınavının yapılması için yeterli altyapının hazır olduğu bildirildi. Soruların akademik düzeyde mi, yoksa ortaöğretim düzeyin de mi olacağı belli değil şu an.

Yıllardır olmasını istediğimiz şey buydu aslında. Böylelikle yukarda bahsettiğim mantık-dışı lık ortadan kalkacak. En azından bir şeyler bilen, sınav öncesi kendi branşına çalışan adaylar atanmaya başlayacak. KPSS çalışmaktan kafayı çizme durumuna gelmiş garibim fizik öğretmeni, o gazla dersinde akarsuları anlatacak nerdeyse :))

Yarımağan istifa etti



Kopya skandallarıyla güvenirliliğini yitiren ÖSYM' nin başkanı Ünal Yarımağan istifa etti. Yarımağan, soruların ÖSYM'den sızdırılmayla değil, telekulak' la ele geçirildiğini düşündüğünü söyledi.

Olayların başladığı günlerde, büyük bir özgüvenle basının karşısına çıkıp, "yok öyle bir şey", "kanıt yok", "3-5 kişiyse yapılacak pek bir şey yok" gibisinden açıklamalarda bulunmuştu. Daha sonra işler ciddileşince, "olayların bitiminde istifa edeceğim" dedi. Yakışacak tek hareket buydu zaten. Ama hala kurumuna güvendiğini söylemesi, idarecilik yaparken gözlerinin kör olduğunu düşündürüyor insana. Hani iyi insandır, istememiştir belki ama kurumunda meydana gelen aksiyonları görememiştir o zaman.

ÖSYM'de 9 müdür görevden alındı



Başkan Yarımağan' ın istifasından sonra, bazı birimlerin müdürleri -soruşturmanın selameti açısından- görevden alındı.

Bir olayın içinde sızma, köstebek, kopya gibi kelimeler geçiyorsa, her zaman pis kokular da vardır. Gündemin birinci sırasındaki bir soruşturmada, böyle bir gerekçe ile bir şeyler yapılıyorsa, asıl neden bu olmayabilir.

20 Eylül 2010 Pazartesi

Bye Bye Spartacus

Son günlerde cnbc-e ekranlarında ilk sezonuyla arz-ı endam eden Spartacus: Blood and Sand, geçtiğimiz sezonun en dikkate değer dizilerinden biriydi. Başarılı ilk sezonunun ardından ikinci sezonu heyecanla beklenmeye başlanmıştı. Ama kötü haberler bir bir yola çıkmıştı bile. Önce çekimlerin bitiminden kısa bir süre sonra başrol oyuncusu Andy Whitfield' e kanser teşhisi kondu. Yoğun tedaviyle hastalığının önüne geçildi. Bu tedavi sürecinin yan etkisi sıradaki kötü haberdi. Dizinin ikinci sezonu Eylül 2011'e sarktı.




Bunu telafi etmek için Starz kanalı, dizinin boşluğunu doldurmayı amaçladığı 6 bölümlük mini bir dizi yayınlamaya karar verdi. Bir prequel olacak olan Spartacus: Gods of the Arena Ocak ayında ekranlarda olacaktı.




Son kötü haber ise dizinin geleceği ile ilgili. Andy Whitfield'in hastalığı tekrar nüksetti. Doktorlar hastalık için ağır bir tedavi programı uygulacağından Whitfield sonunda diziden ayrılmaya karar verdi. Yayıncı kanal açıklamasında, yeni bir oyuncuyla mı devam edileceğine yoksa dizinin iptal mi edileceğine ilerki günlerde karar verileceğini bildirdiler.




Dizi 18 yaş kategorisine dahil edilen bir yapım olmasına karşılık, kendine hatırı sayılır çoğunlukta bir hayran kitlesi edindi. Bu yüzden dizinin sonlandırılması, saveflashforward ve SaveOurSeeker gibi biten dizi kampanyalarının da ortaya çıkmasına sebep olacaktır. Önceki senelerde sonlanan Prison Break, Lost, Heroes, 24 gibi alışkanlık yapan dizilerimizden sonra elimizde kalan eli yüzü düzgün nadir yapımlardan biriydi Spartacus. Yeni bir oyuncuyla geç te olsa devam etmesi taraftarıyız. Save Spartacus :))

5. Hafta / Bucaspor 0 - Galatasaray 1

Bu sezon ki resmi maçları göz önüne aldığımızda, şikayet edilen 2 şey vardı. Her maç gol yemek ve kazanamamak. Son 2 haftayı saymazsak, Avrupa Ligi'ndeki 4 maçta da gol yendi ve 3'ünde galibiyet gelmedi. Ligde de 3 maçta gol yendi ve 2'sinde yine galibiyet yoktu. Geçen haftaki Gaziantepspor ve bu haftaki Bucaspor maçları bu 2 şikayeti şimdilik ortadan kaldırdı. İki maçta da gol yemedik ve ikisini de kazandık. Yani şikayetimiz yok gibi ama bu iki maçta oynanan kısır futbol ağzımızda kötü bir tat bırakmadı değil. Tam Galatasaray baştan havlu attı derken, lige tekrar sarıldı. Ama ilerisi için umut var sayılmaz. Sorun hangisinde? Başkan, Rijkaard, futbolcular, taraftarlar, oyun sistemi. Kanserli uvzu kesip atmadıkça sorun çözülmeyecek gibi.




Galatasaray bu galibiyetle 7.sıradaki yerini korudu. 5 maçta, 3 galibiyet, 2 mağlubiyet. 6 gol atıldı, 5 gol yendi. Puan 9.


18 Eylül 2010 Cumartesi

Türk Telekom Arena: 3 Boyutlu Animasyon



İnşaasının bitmesine çok az zaman kala Türk Telekom Arena' nın 3 boyutlu animasyonu resmi sitesinden yayınlandı. Animasyonda stadyum turu yapılabiliyor ve her köşesinden perspektif olarak stadyum izlenebiliyor. 3 boyutlu animasyonu bile insanda heyecan uyandırmıyor değil. Umarız, bu stad rakiplerimiz için gelmesinden bile çekinilen bir stad olur. Gezmek için tıklayınız. (Animasyonu çalıştırmak için Unity Web Player adlı bir program kurmanız icab ediyor, onunda linki sitede mevcut zaten)

17 Eylül 2010 Cuma

Real Madrid Mor Forma

Dünyanın önde gelen kulüplerinden Real Madrid, Avrupa kupası maçlarında deplasmanda giyilmek üzere bir deplasman forması çıkardı.


Real Madrid'in şu an kullandığı renkler lacivert-beyaz'dır. Yıllardır da iç saha beyaz, dış saha lacivert renklerin dışına çıkmazlar. Peki nerden çıktı bu mor renk?

Real Madrid'in eski renkleri mor-siyah'tır. Bu yüzdendir ki bu iki rengi alternatif olarak bazen formalarında kullanırlar. Mor için birkaç örnek;

1994-1996 dış saha

1995-1997 iç saha

1997-1998 dış saha

2006-2007 dış saha

Dexter 5. Sezon : Suçluluk Duygusu Bir Katil Olabilir

Televizyon dizileri tarihinin en şok edici sezon finallerinden biriyle 4. sezonunu tamamlayan, ekranların kült olmaya aday dizisi Dexter, 5. sezonuyla birlikte 26 Eylül'de geri dönüyor.


Seri katillerin seri katili Dexter'ı canlandıran oyuncu Michael C. Hall, geçtiğimiz Nisan ayında erken teşhis sayesinde kan kanserini yenmişti. Özel hayatında ise dizide kız kardeşini canlandıran Jennifer Carpenter'la mutlu bir evlilik yaşamakta aynı zamanda.


Dizinin 5. sezonu için yeni bir oyuncu daha kadroya dahil oldu; Julia Stiles. Stiles, Lumen isminde fiziksel ve psikolojik yaralar almış bir kadını canlandıracak.



Geçtiğimiz sezonlarda Dexter'ın eşini canlandıran oyuncu Julie Benz ise 1 bölüm için konuk oyuncu olarak diziye geri dönecek.



Dizinin kilit karakterleri Debra Morgan, Maria Laguerta, Angel Batista ve Joey Quinn ise kaldıkları yerden devam ediyorlar.

Önceki 4 sezonuyla kendine çok sayıda hayran edinen Dexter dizisi, şok finalin ardından bu sezon daha çok sürprizlere gebe gibi gözüküyor.

Dizinin 4.sezonunun tekrarı halen e2 kanalında salı akşamları yayınlanmakta.

2010-2011 Eğitim - Öğretim Yılımız Hayırlı Olsun

Henüz çözüme ulaşmayan, bu gidişle de ulaşmayacak gibi görünen Kopyacı Personel Seçme Sınavı' nın gölgesinde ve bu skandal yüzünden geciken öğretmen atamalarıyla yeni eğitim ve öğretim yılımız hayırlı olsun ...

16 Eylül 2010 Perşembe

10 Numara #1 - Son 10 Yıl Galatasaray

Yazı dizimiz için ilk Galatasaray'ı seçtim.


Aslına bakarsanız hedefim Türk kulüpleri için son 10 yıldı. Ama Galatasaray'a özel olmak üzere biraz daha gerilerden başlayacağım. Çünkü 10larsız olmaz.

1955-1961, 1962-1969. Metin Oktay


Onu anlatmak için sayfalar yetmez aslında. Geçtiğimiz günlerde ölümünün 19.yılında tekrar anıldı. Ali Sami Yen'deki Türk Telekom bayraklı tören tartışılır ama şu günlerde bir Metin Oktay'a ihtiyacımız olduğu aşikar.


1987-1991. Tanju Çolak


1982-1987 yılları arasında Samsunspor'da, 1991-1993 yılları arasında Fenerbahçe'de, 1993-1994 sezonunda ise İstanbulspor'da oynamış olsa da, sarı-kırmızılı forma altında geçirdiği 4 sezon onu efsane 10ların arasında sokmaya yetti. Samsunspor'la 2 defa 2.Lig, 2 defa da 1.Lig, Galatasaray'la (efsane 39 golluk krallık) ve Fenerbahçe ile ise 1'er kez gol kralı oldu. Milli formayı 55 kez giyip 12 gol atma başarısını gösterdi. Ayrıca Türkiye 1.Liginde en fazla gol atmayı başaran 2.oyuncudur (240 gol).


1996-2001. Gheorghe Hagi


1986 Steaua Bükreş, 1990 Real Madrid, 1992 Brescia, 1994 Barcelona ve en sonunda 1996 yılında Galatasaray. Efsane 10 numaranın görkemli kariyeri sırasıyla bu takımlarda geçti. 1996'da İstanbul'a geldiğinde yer yerinde oynadı. Kimisi yaşlı dedi onun için. Ama o 5 sezon sarı-kırmızılı takımı başarıdan başarıya koşturdu. Şampiyonlar Ligi çeyrek final, UEFA ve Süper Kupa. Şanlı kariyerine daha sonra teknik direktörlük yaparak devam etti. 100. yılımızda, 2004-2005 sezonunda teknik direktörümüz oydu.


2002-2003. Felipe Jorge Loureiro


Hagi'nin 2001'deki jübilesinden sonra Galatasaray yönetimi radikal bir karar alarak 10 numarayı emekliye kaldırdı. Bu yüzden 2001-2002 sezonunda bu numara boşta kaldı. Ancak 2002-2003 sezonunun başlangıcında Fatih Terim, o zamanlar çok güvenerek aldırttığı Brezilya'lı Felipe Jorge Loureiro'ya bu formayı teslim etti. Ancak Felipe beklentileri boşa çıkardı ve sadece 14 maçlık Türkiye serüveni ilk yarı bitmeden sona erdi.


2002-2003. Haim Revivo


Felipe hayal kırıklığının ardından ara transferde tanıdık bir isim onun yerine geldi. 2 sezon boyunca Fenerbahçe formasıyla başarılı bir futbol oynadı. Ancak 2002-2003 sezonunda Fenerbahçe'nin yaptığı transferler onun gitmesine yol açtı. Bedelsiz olarak Galatasaray'a transfer oldu. Oynadığı ilk maçta 3 gol atınca Galatasaray'lı futbolseverler onu hemen benimsedi. Performansı daha sonra düşüşe geçti. Sezon sonunda ise İsrail Milli takımı yaz kampına katılmak isteyince Fatih Terim'le arasında ipler koptu. Ülkesinde 1 sezon geçirdikten sonra futbolu bıraktı.


2003-2004. Hakan Şükür

 

1992'de başlayan Galatasaray kariyeri 1995 yılında Torino'ya kısa bir ziyaret dışında 2000 yılına kadar sürdü. Daha sonra sırasıyla birer sezon Inter ve Parma forması giydikten sonra 2002 yazında Tugay Kerimoğlu 'nun formasını giydiği Blackburn Rovers'a transfer oldu. Fakat sezonun 9. maçının ardından ağır bir şekilde sakatlanması sebebiyle Blackburn ile sadece 9 maça çıkabildi ve 2003'te tekrar Galatasaray'a döndü. Döndüğünde Ümit Karan 9 numarayı giydiği için Hakan Şükür sadece o sezonluk 10 numaralı formayı seçti.

Hakan Şükür, Türkiye Liginin en çok gol atan futbolcusudur (249 gol). Galatasaray ile 8 Şampiyonluk, 5 Türkiye, 4 TSYD, 3 Cumhurbaşkanlığı, 1 Başbakanlık ve 1 de UEFA Kupası kaldırmıştır. A Milli formayı 146 kez giyip 51 gol atmıştır. Hakan Şükür, Galatasaray'ın efsane oyuncuları arasında yerini çoktan almıştır.


2004-2005 Ümit Karan


Gençlerbirliği' ndeki başarılı kariyeri sonrası 2001-2009 yılları arasında Galatasaray'da oynamıştır. Bir önceki sezon takıma dönen Hakan Şükür'ün 9 numarasını ona teslim edip 2004-2005 senesinde 10 numarayı yarım sezon giymiştir. Ara transferde kiralık olarak B.B. Ankaraspor'da oynamıştır. 2009-2010 senesinde ise Eskişehirspor'a transfer olmuştur. Sarı-kırmızılı forma altında 98 golü vardır. 


2005-2007. Necati Ateş


2004-2007 yılları arasında Galatasaray'da oynayan Necati Ateş, 99 maçta 48 gol atma başarısını göstermiştir. İki sezon boyunca 10 numarayı taşımıştır. 2007-2008 sezonunun başında Feldkamp tarafından kadro dışı bırakılmıştır ve 2 sezon boyunca Ankaraspor, İBB, Real Sociedad takımlarında kiralık oynamıştır. Halen Antalyaspor'da oynamaktadır.


2007-2009. Cassio Lincoln


2007-2008 sezonu başında "Yeni Hagi" beklentisiyle Schalke 04'den transfer edilerek takıma dahil olmuştur. İlk sezonunda başarılı bir performans sergileyen Lincoln, sık sık sakatlandığı için istikrarsız bir görüntü çizmiştir. İkinci sezonunda Michael Skibbe' nin gelmesiyle performansı tekrar artmaya başlamıştır. İki sezonda 67 maçta 16 gol atmıştır. Yine de beklentilerin altında kalan Lincoln'un sözleşmesi tek taraflı fesh edilmiştir. Halen Palmerias'ta forma giymektedir ve bonservisinin yarısı Galatasaray'a aittir.


2009-.... Arda Turan


2005 yılında yükseldiği A takımda yeterli şans bulamadığı için 2006 yılında Manisaspor'a kiralandı. Daha sonra başarıyla geçirdiği 2 sezonun ardından, Lincoln ve Ümit Karan'ın gitmesiyle 2009-2010 sezonunun başında 10 Temmuz 2009'da tartışmalı bir kararla kendisine kaptanlık ve 10 numaralı forma verildi. Kaptanlık pazubandı taktığında daha yaşı 22'ydi. Galatasaray formasıyla 198 maçta 51 gol, A Milli formayla ise 42 maçta 10 gol atmıştır. Halen Galatasaray'ın 10 numarasını taşımaktadır ve geleceğin yıldız adayları arasında yer almaktadır.

10 Numara

Halı saha, okul, sınıf veya mahalle takımınız için forma siparişi vereceksiniz. Numaralar seçilecek. Herkes kendi için anlam taşıyan bir numara seçer. Özel anlamı olan, memleket plakası, doğum yılı vs.. Ama bir numara var ki, onu almayı neredeyse herkes ister. Bir numaradan çok ötedir. Takımın beyni, orta sahanın dinamosu, takım kaptanı, takımın en iyisi ... Sadece bir numara değildir. Dışarıdan bakan, onu taşıyanın takımın yıldızı olduğunu düşünür. Takım arkadaşlarına atılan havadır o numara. Futbol tarihinde ona sahip olmak isteyenler arasında nice çekişme olmuştur. O 10 numaradır.


Bu yazı dizimizde 10 numaralı formayı giymiş oyuncuları hatırlayacağız. İlk seride ise bazı kulüplerimizin son 10 yıldaki 10 numaraları yer alacak. Daha sonra milli takım ve dünya futbolu üzerine çalışmalarımız olacak.

Parçalına Sahip Çık ...


Malumunuz, bu sene yaratıcılıkta sınıf atladı Galatasaray'ımızın tasarımcıları. Sonra sıkça değiniriz bu konuya zira konumuz bu değil. Konumuz, Galatasaray'ın klasik parçalı formasını uzun süredir giyemiyor oluşu. "Bu seneki forma ne peki?" diyenlere gerçek parçalı formamızın özelliklerini gösteren bir link verelim. Buyrun.
(İlk postumuzda dile getirdiğimiz gibi, uzun süredir takip ettiğimiz bir blog dur gideceğiniz yer)

Sportif başarı olarak zaten eski günleri özlemle anmaktaydık, bir de parçalı özlemimiz doğdu. Buna destek olmak için imza atmak isteyenler buraya buyursun efendim.

15 Eylül 2010 Çarşamba

Dolandırıcılıkta Son -Dahiyane- Nokta ...

Geçen gün, telefonuma gelen bir mesajı aynen kopyalayıp yapıştırıyorum buraya ...

No: 05546716015

Mesaj;
TEBRIKLER! Hediye KOL SAATI kazandiniz.HEMEN 02122130666 yi arayin.Hem kol saatinizi alin, hem de Elektirik faturanizda indirimden yararlanin. 02122130666

Arkadaş, güler misin, ağlar mısın? Bu mesaja inanıp arayacak yurdum insanı var demek ki böyle bir şeye kalkışıyorlar. E be mübarek, inandım diyelim, 554'lü numaranı ararım, niye sabit hattı arayayım. Bir kol saati için bu zahmete niye gireyim? Hem sen TEDAŞ mısın, bana elektrikte indirim yapacaksın? Azıcık yaratıcı olun, meşhur "Pepsi, yaşatır seni" kampanyası bile daha inandırıcı :)

Yazımızı, halk adamı Recep İvedik'in konuyla ilgili yorumuyla kapatalım ... :))



(Merak etmedim değil, arasam ne diyeceklerdi acaba?)

Clark Kent Dönüyor ... Yoksa Lex' de mi?

Ailemizin kahramanı Superman' in gençlik yıllarını anlatan Smallville dizisi, -baymaya ramak kalmışken- son sezonu ilan ettiği 10.sezonu ile 24 Eylül'de geri dönüyor. Bu sezon, ilk sezonlarından sonra seveceğimiz bir sezon olacak gibi. Zira bu sene, o meşhur kostümünü giydiğini ve uçtuğunu göreceğiz inşallah. Aşağıdaki resim dizinin yeni sezonundan ... Lex Luthor'da mı dönüyor acep? O kel kim?


PES 2011 Demo



Dün gece itibariyle, çok sevdiğimiz futbol oyunu Pro Evolution Soccer' ın 2011 sürümünün demosu yasal sitede yayınlandı. Telekom'un sınırsız(!) 8 mbit'lik hızıyla indirip hemen biraderle oynayıp deneme şansımız oldu. Yorumlara geçmeden önce indirip ben de deneyeyim diyenler şurayı tıklatabilir. (1,36 gb)

1. Paslar; 09'dan 10'a geçtiğimizde arapasların yerini bulması konusunda yaşadığımız sıkıntıya alışmıştık zamanla. 11'le beraber bu sıkıntımız artacak gibi gözüküyor.

2. Yeni defans ve hücum hareketleri; Adı üstünde yeni. Güzel yani :)



3. Hakem; 10'nun en gıcık edici yanı, karşı takımın oyuncusu sizi biçse bile hakemin bunu sallamamasıydı. 11'le beraber o kadar rahat olmayacaklar galiba, ama her harekete de faul çalarsa işimiz iş.

4. Türkçe Dil Desteği; Bir de Türkçe spiker olursa tadından yenmez.

5. Savunma zorluğu; Demo'da Messi ve Ribery 'yi tutmak çok zor oldu.

6. Nou Camp Stadı; 10'a göre çok çok gelişmiş grafiklere sahipti. Tam sürümdeki stadlarda da aynı performans inşallah.

7. Oyun Planı; 10'a göre 2-3 ekstra özellik var. Örneğin, ilk 15dk full defans, gerideyken komple hücum, kontraatak, öndeyken top çevirme gibi direktifler verebiliyorsunuz.



8. İstatistikler; Maç süresince, skorbord un altında çeşitli istatistikler beliriyor. Şimdiye kadar hiç görmemiştik bunu PES serisinde, sonunda kavuştuk.

9. Demo'daki takımlar; Demo versiyonunda sizi sadece iki takım bekliyor, Barcelona ve Bayern Munich.



Ufak bir eklentiyle seçenekleri 6 takıma çıkarabilirsiniz. Japonya, İspanya, Chivas ve International. Bu eklentiye de şurdan ulaşabilirsiniz. (6 takımdan istediğiniz iki tanesini seçebilirsiniz)



Şimdilik aklıma gelen bunlar. Sadece bu özellikler bile şimdiden heyecanlanmamıza sebep oluyor. İki ay zor geçecek :))
Tweet