25 Nisan 2013 Perşembe

Fever Ray - If I Had A Heart


The Following' in 7. bölüm finali ve Vikings' in jeneriği sağolsun, bu güzel şarkı ile tanıştık. Meğerse bi ara da Braking Bad' de dinlemişiz, sonradan farkettim. Özellikle Following' te duyduktan sonra insanın Joe Carroll' un müridi olası geliyordu nerdeyse.

10 Nisan 2013 Çarşamba

Ezilmeden, Başı Dik ....

 

Burak' ın kartı haksızdı, iki tane penaltı verilmedi, UEFA Real Madrid' i kolladı mevzularıyla atlattığımız 3-0 lık ilk maçtan sonra gitti dediğimiz tur, bugün bize o kadar çok yaklaştı ki, insanın aklına "ilk maçtaki mevzular olmasaydı acaba" cümlesi geldi. Belki ilk maç 3-1, 3-2, 2-0 gibi daha uygun bir skorla bitseydi, bu maç bu kadar kolay geçmeyecekti. Şu bir gerçek, 1-0 biten ilk yarıdan sonra Real Madrid, turu geçtik rahatlığıyla uyumaya başladı. Bizde bu avantajı kullanarak, gururla bu tura veda ettik. 

Eskiden gediklisi olduğumuz Şampiyonlar Ligine yabancılaştığımız son yıllardan sonra, tekrar bu sene bu arenaya ilk çıktığımızda, hiç kimsenin aklında buraya kadar geleceğimiz geçmiyordu elbet. Özellikle kolay sayabileceğimiz grup aşamasında ilk 3 maçtan 1 puanla çıkınca. Art arda yaşanan zaferlerle, bugün Real Madrid karşısında ezilmeden, başı dik oynayarak çeyrek finalde ayrıldık bu arenadan. Maçın sonuna doğru, açılan pankarttan -birgün o kupa sizin elinizde kalkacak- sonra yaşadığımız gurur her şeye değerdi. Başından inanamadığımız turu, bir an olsun hissetmek yetti bize. 

4 Nisan 2013 Perşembe

Real Madrid - Galatasaray Maçı Üzerine 2 Mevzu


Maçı izlediniz, arkasında yazılı-görsel medya da yorumları takip ettiniz, üstüne kendi yorumlarınızı eklediniz. Bende amatörce bu maçla ilgili sadece 2 mevzunun üzerine gitmek istiyorum. İlki hakem ve oyuna etkisi, ikincisi oynanan oyun alt başlıklarına sahip.

Hakemin ne kadar kötü ve amatörce olduğunu, maçı katlettiğini, hatta biraz da komplo teorisiyle Galatasaray' ı sindirerek, ikinci maçı iptal etttiğini görmeyen yok, ama hakem % 100 doğru kararlar verse de skorun yine en az 3 farklı olacağını da öngörmek lazım (verilmeyen iki penaltı dahi gol olsa bile). Zira ben Mourinho ve takımının kendini böyle bir farka odakladığına, daha fazlasını düşünmediğine, bunun sebebinin de Mourinho - Terim dostluğuna dayandığına inanıyorum. Tabi benim ki komplo teorisi. Ama şu da bir gerçek, Real Madrid' in Galatasaray' ı yenmek için kesinlikle hakem faktörüne ihtiyacı yok (bu eskiden Anadolu takım teknik direktörlerinin 3 büyüklere kaybettiği zamanki verdikleri demeçlere benzedi :-) ). 

Özellikle ilk yarıda takımın başabaş mücadele ettiğini ama son vuruşlar konusunda Real Madrid kadar başarılı olamadığını gördük. İkinci yarıdaki Gökhan Zan - Sneijder değişikliği, ilk etapta çok mantıklı değişiklik olsa da, takımın ilk yarıdaki atak futbolunu kesti. Mantıklı dedik çünkü, her ne kadar saldırı futbolunu denese de takım, zaten sorunlu olan savunması SOS vermeye başladı. Terim skoru korumak ve bir şekilde şans golü bularak umutlanmak için zaten etkisiz olan Sneijder' ı çıkartarak savunmayı 5' lemeyi düşündü. Bu belki farkın açılmasını engelledi ama ikinci yarı top tutamayan bir takıma, yaratıcılıktan uzak forvet organizasyonlarına dönüştü. Formasyon bozulmasa ve son vuruşlar değerlendirilemese, çok iyi oynadığın maçta fark yemene bile yol açardı.

2 sene önce bugün, takımın Antalyaspor' a 3-0 yenilerek 13. sıralaya gerilediğini, 2 sene sonra ise aynı gün Şampiyonlar Liginde çeyrek final maçı oynadığını hatırlatmak lazım. Bugünün, yarın için bir adım, her sene en azından 2. tur oynayıp, bu ligin gediklisi olacağımız günlerin başlangıcı olduğuna inanıyorum.

Resim Kaynak:
galatasaray.org
Tweet