Kimyacı Bey Tanıtım Videosu
28 Kasım 2020 Cumartesi
Youtube Kanalımız: Kimyacı Bey
Kimyacı Bey Tanıtım Videosu
11 Kasım 2020 Çarşamba
Simya ile İlgili Yanılgılar
Simyacılar … Belki de hep yanlış anlaşıldılar. Neden mi? Sebeplerini inceleyelim isterseniz.
Simya ile
ilgili en yanlış bilinen yargılardan biri, simyacıların hayalperest insanlar
olduğunun düşünülmesidir. Zira en büyük amaçları ölümsüzlük iksirini bulmak ve
değersiz metalleri altın gibi değerli metallere çevirmekti. Sadece bu ifadeler
ile simya felsefesini sınırlandırmak ve haklarında boş amaçlar peşinde
koştuklarını düşünmek oldukça yanlıştır. Simyacılar fantastik hayallerin
peşinden koşarken tesadüfen ve deneme-yanılma ile birçok maddeler ve yöntemler
keşfetmiş, özellikle kimya bilimine birçok miras bırakmıştır.
Simyacılar
ile ilgili bir diğer yanılgı da sadece yukarıda verilen amaçlar doğrultusunda
çalışma yaptıklarının düşünülmesidir. Simyacılar aynı zamanda hastalıklara çare
bulmak, doğayı anlama çalışmak, günlük hayatı kolaylaştırmak ve yaşam
koşullarını iyileştirmek adına da birçok çalışma yapmışlardır. Zira bitkisel
ilaçlar, sabun, cam, alkol, asitler, bitkisel boyalar, kâğıt, mürekkep gibi
maddeler hep insanoğluna simyacıların hediyesidir.
Yanlış
bilinen bir diğer bilgi ise simyanın sadece kimya bilimine hizmet ettiğinin
düşünülmesidir. Halbuki simya tüm bilimlerin en ilkel halidir ve bilimsel
gelişmelerin ortaya çıktığı 1600-1700 li yıllara kadar dünya üzerindeki her
çalışma ile doğrudan ilgilidir. Bu yıllardan sonra insanoğlunun bir nevi gözünü
açmasıyla bilim gelişmiş ve simya birçok bilime ayrılmıştır. Simyanın kimya
bilimi ile ilgili olan ilişkisi daha göz önündedir ancak simya; Fizik,
biyoloji, matematik, tıp, coğrafya, din, felsefe, ekonomi, astronomi gibi
bilimlere birçok miras bırakmıştır. Arşimet, Aristo, Pisagor gibi bilime büyük
hizmetleri olan insanlar, aslında birer simyacıdır.
Simyacılar,
aslında bugünkü dünyanın temelini atanlardır …
20 Ekim 2020 Salı
Simya Hikayeleri: Hennig Brand ve Fosforun Keşfi (Güncellenmiş)
Hennig Brand 1630 yılında Almanya’
nın Hamburg şehrinde doğmuş, bazı kaynaklara göre 1692, bazılarına göre 1710
yılında vefat etmiş. Gençliğinde camcı çırağı olarak çalışan Brand, orduda
subay olarak görev yapmış. İlerleyen dönemlerde ise tüccarlık ve eczacılık
yapmaya başlayan Brand, simya adına birçok çalışma yapmıştır. Önceleri çoğu
simyacı gibi su ile ilgilenmiş, suyu çeşitli metallerle yüzlerce kombinasyonda
birleştirmiş. Hatta Strasbourglu F.T. Kessler’ in “400 Seçilmiş Kimyasal
Süreçler (400 Auserlensene Chemische Process)” kitabında şap, güherçile ve
derişik ürin çözeltisi kullanarak sıradan metalleri gümüşe çevirme amaçlı bir
reçetesi dahi vardır. Brand daha sonraları simya felsefesinde bolca kendine yer
bulan "felsefe taşı" nı bulmayı kendine amaç edinmiş. Dönemine göre
hayli yüksek statülü bir hayatı varmış ve tüm servetini bu uğurda harcamış
(Zengin ilk karısının ölümünden sonra, başka bir zengin kadınla evlenip
çalışmalarına devam etmiş). Bu doğrultuda kendini kaptırdığı düşünce ise,
insanda altın olabileceğiymiş. Altının soylu bir maden şeklinde tabir edilmesi
sebebiyle, dünyada insandan daha soylu bir şey olamayacağını düşünerek ve
altının renginden dolayı, insan idrarından altın sentezlemek istemiş. 1669
yılları civarlarında uğraştığı bu işlem sonucunda fosfor elementini keşfetmiş.
Bu keşfini geçmişteki tüm diğer simyacılar gibi uzun süre sır olarak saklamış
ve altın sentezleme çalışmalarına fosfor üzerinden devam etmiş.
Önce insan idrarını şurubumsu kıvama
gelene kadar kaynatmış. Kaynamış idrarın kalıntılarını imbik kullanarak kırmızı
bir yağ şeklinde damıtmış. Kalan karışımı, üst kısmı siyah süngerimsi, alt
kısmı kristalli bir yapıya gelinceye kadar soğumaya bırakmış. Kristalli yapıyı
atıp, kalan süngerimsi kısmı, kırmızı yağla karıştırmış ve 16 saat boyunca
ısıtmış. Önce beyaz dumanlar çıkmış, sonra bir çeşit yağ elde etmiş, en sonda
da fosfora ulaşmış. Reçetesinde aynen böyle tarif etmiş fosfor sentezini
Brand. Keşfettiği madde elinde beyaz, kolay şekil alan bir katıymış.
Kapalı bir kapta bile karanlıkta parlıyormuş. Havaya maruz kaldığında ise çok
parlak beyaz bir alevle kendiliğinden yanıyormuş. Bu sebeplerle de maddeye Yunanca’
da “Işık Taşıyan” veya “Işık Taşıyıcı” anlamına gelen “fosfor” ismini vermiş. Tabi
altın bulamadığı için hayal kırıklığına uğramış olsa da, fosfor elementini
keşfetmiş olması, onun simya tarihinde önemli bir isim haline getirmiş.
Brand' ın bu sentezi kimyasal olarak kısaca şöyle açıklanabilir. İdrar - Na(NH4)HPO4 (mikrokozmik tuz) halinde- fosfat iyonu ve karbon bazlı organik bileşikler içerir. Güçlü olarak ısıtıldığında, fosfattaki oksijen, karbonla CO (karbonmonoksit) oluşturur ve geriye gaz halinde fosfor kalır. Fosfor 280 derecenin altında yoğunlaşır ve 44 derecenin altında da beyaz allotropu halinde katılaşabilir. Brand' ın elde ettiği karışım bu şekilde açıklayabiliriz. Bu aynı temel reaksiyon günümüzde de fosfat maden cevheri, kok kömürü ve elektrik fırınları ile kullanılmaktadır.
·
http://en.wikipedia.org/wiki/Hennig_Brand
·
http://en.wikipedia.org/wiki/Phosphorus
·
https://www.todayinsci.com/stories/story013.htm
·
https://bilimfili.com/kesfinin-350-yilinda-tukenmeye-yuz-tutan-element-fosfor
·
https://pubs.acs.org/doi/abs/10.1021/ed010p302#
·
John
Emsley, The Shocking History of Phosphorus, 2000, ISBN 0-330-39005-8
·
https://www.encyclopedia.com/science/encyclopedias-almanacs-transcripts-and-maps/hennig-brand
·
http://uncertaintimes.tumblr.com/post/3083593778/joseph-wright-the-alchemist-in-search-of-the
·
http://www.bilgininadresi.net/Madde/39668/Fosfor-Nedir