12 Ocak 2011 Çarşamba

Her Şeye Rağmen Galatasaray ...

Dün Ali Sami Yen stadına, çok güzel bir veda töreni hazırlandı. Maçtan önceki şovlar, efsaneler maçı vs.. derken, dün o statta olan herkes ömründe unutamayacağı bir gün yaşadı. Bir de maçtan sonra Ali Kırca' nın şiiri, geri sayım, ışıkların sönmesi gibi aktivitelerle duygu katsayısı tavan yaptı. Maça gelirsek, az kalsın fiyasko bir veda maçı olacaktı. Maçın başlarında yenilen şok bir golden sonra, maçın geri kalanı hep Beypazarı Şekerspor' un sahasında oynandı. Neyse ki, Beypazarı Şekerspor, golden sonra Galatasaray' ın 10 oyuncuyla yüklendiği anlarda bile kontratak yapmayı tercih etmedi. Sürekli kapanan rakip takımın direnci 70'den sonra kırılınca ardarda gollerle Galatasaray hem kupadan erken elenme tehlikesinden kurtuldu, hem de 46 yılın son maçını kazanarak taraftarına güzel bir veda gecesi yaşattı.



Culio ve Kazım' ın sonradan oyuna girmesi, kabul etmek gerekir, oyunun seyrini değiştirdi. Neden Hagi onlarla başlamadı, cevabı yine Hagi' de saklı. Culio, muhteşem üçlünün uzun süredir yapamadığı "orta sahayı her iki yönde de oynama" becerisi, iyi bir transfer olduğunu bize gösterdi. İsmini ilk duyduğumuzda çekinmedik değil aslında ama Hannover 96 maçı ve dünkü maçta bize umut verdi. Kazım'ın ne kadar isabetli/gereksiz bir transfer olduğu zamanla ortaya çıkacak ama Baros' un olmadığı zamanlarda (son 1,5 yılın nerdeyse %80'i), forvetsiz oynayan bu takıma şu an ilaç gibi geldiği gayet açık. Gayretli olması hakkındaki önyargılarımıza ufak ta olsa değişiklik tohumları attı. Mutlaka ki, Baros kadar önemli bir forvet daha alınmalı ama sene içerisinde ki rotasyonda Kazım' a çok iş düşecek.



Başarılarla, efsane gibi günlerle, dev maçlarla, muhteşem zaferlerle dolu 47 yıl sona erdi. Ali Sami Yen ruhunun, Seyrantepe' ye de taşınması dileğiyle, her şeye rağmen Galatasaray ...

Hiç yorum yok:

Tweet