27 Eylül 2011 Salı

Chuy Flores - Veneno

Şu sıralar ardarda bölümlerini erittiğim bir dizi Breaking Bad. Kendine hatırı sayılı hayran kazanmış bu dizinin, 3.Sezon  9.Bölüm' ünde, duyar duymaz dikkatimi çeken bir şarkı vardı. Net alemi sağolsun, "bu şarkının adı ne" sorusuna cevabı kısa sürede buldum. Benim gibi bu güzel müziğin etkisinde kalan çokmuş meğerse, youtube' da yakaladım kendilerini. (Şarkı diziden riplenmiş, orijinal henüz yok.)


PES 2012: Loading %99



Bir süredir heyecanla beklediğimiz PES 2012 oyunu, yayınlanan 2 demonun ardından orijinal versiyonu ile dünyanın dört bir yanına dağılmaya başladı. Geçen gün, ilk olarak, Amerika için PS3 ve XBox versiyonları dolaşmaya başladı. Bugünlerde ise, Portekizce-İngilizce, Almanca-Fransızca ve İngilizce' nin üzerine yama Türkçe olmak üzere 3 PC versiyonu nette dolanıyor (Playstation salonlarının hepsinde "PES12 geldi" yazıları asılmış bile). Orijinal Türkçe dili içeren, tam versiyonu için gün, hatta artık saat saymalı. Biraz daha sabredip, netteki dandik versiyonlarının baştan çıkarmalarına direnmeli ve tam sürümü beklemeli.

19 Eylül 2011 Pazartesi

Nicolas Cage Bir Vampir!



Washington' da yaşayan ve eski resim kolleksiyoneri Jack Mörd (bu iş için thanatos.net diye bir site açmış), Amerikan alışveriş sitesi ebay' da ilginç bir fotoğraf şatışa çıkartmış. 1870' li yıllarda Bristol, Tennesse' de, sivil savaş sırasında yaşamış bir şahsa ait olan bu fotoğrafın ilginçliği, şahsın aşırı derecede aktör Nicolas Cage' e benzemesi. Bu durumu Nicolas Cage' i vampir ve ölümsüz olarak nitelendirmiş, veya reenkarnasyon olabileceği şeklinde açıklamış. Bu söylediklerine inandığını belirten Mörd, fotoğrafta herhangi bir hile veya photoshop olmadığını da eklemiş. Bu fotoğraf için istediği fiyat ise tam tamına 1 milyon dolar. Cage' in kendisi bile fotoğrafı satın alır mı, bilinmez :)


18 Eylül 2011 Pazar

Fantastik Edebiyat, Paganizm ve Çocuklar

Bir haber sitesinde geçen hafta yayınlanan bir habere denk geldim tesadüfen bugün. Aşağıya bir screenshot koydum, bu yazıyı okumadan önce bu haberi sizde okuyun (resmi büyütmek için üzerini tıklayınız) .



Haberin konu içeriğinde çeşitlilik mevcut. Fantastik Edebiyat (Sinema, dizi ve romanlar için aynı terimi kullanıyorum), bunun çocuklar üzerine etkisi, bu yapımlarda geçen büyücülük gibi öğelerin paganizm propagandası yapması iddiası vs.. Fantastik Edebiyat, benim de ilgimi çektiğinden bu habere kayıtsız kalamadım ve yukardaki konu içerikleri hakkında birkaç şey söylemek istedim.

Fantastik Edebiyat, özellikle 1950' li yıllarda J.R.R. Tolkien' in edebiyat sanatına armağan ettiği "Yüzüklerin Efendisi" üçlemesiyle ciddi ses getirdi ve popüler olmaya başladı. Aslında öncesinde, masallar, efsaneler, mitler de aynı amaca hizmet ediyordu: Hayal etmek. Edebiyat çevreleri, önceleri bu uydurulmuş evrene sırt dönseler de, zamanla gerektiği saygıyı göstermeye başladılar. Sinema sanatındaki teknolojik imkanların artmasıyla, bu tarz hikayeler daha kolay beyaz perdeye aktarılmaya başlandı. TV dünyasına geçişte, haliyle zamanla kolaylaştı. Yani, eski zamanlarda babalarının anlattığı masallarla uyuyan çocuklar, artık resimli, diyaloglu, müzikli hikayeleri izlemeye başladı.

Sinema, dizi, edebiyat. Bunlar birer sanat. Sanatçı dilediğini düşünmekte özgür. Beğenen takip eder, beğenmeyen etmez. Hele fantazi edebiyatının sınırı yoktur. Yazar, o fantastik dünyanın kurucusudur. O yüzden o dünyanın kurallarına uyma veya uymamak, gönderdiği alt metinleri, mesajları ciddiye alıp almamak sizin bileceğiniz iştir. The Matrix'den veya Yüzüklerin Efendisi' nden hoşlanıp hoşlanmamak tamamen sizin tercihinizdir. Game of Thrones' da da durum aynı. Camelot' ta da, Merlin' de de. Hatta beğenmeyip dalga geçtiğiniz Sihirli Annem' de de. Büyücülük, fantastik bir öğedir ve bu edebiyatın içinde de sıkça kullanılır. Yapımlarda geçen olayların, -evrensel doğrular- gibi sunulması, zaten kendi dünyalarında doğrular olmasından kaynaklanır.

Dini motiflerden bahsedilmiş haberde. Aklı başında, inancı olan hiçbir insanın, bu yapımlardan etkilenip, "ben hristiyan olucam, putperest, ateist olucam" diyeceğini hiç zannetmiyorum. Paganist öğeler taşıdğı iddialarına ise şöyle cevap vereyim; Öncelikle, paganizm putperestlik değildir. İlahi dinler öncesinde, Tanrı arayışı sırasında, her kültürde ortaya çıkmış muhtelif dini akımların hepsine verilen ortak isimdir. Türk tarihinde ise, mitolojik öğelerden beslenen dinlerdir. Bozkurt, Dede Korkut, Ergenekon destanları vs.. Türk paganizmine örneklerdir. Tanrı arayışı sırasında, put diye tabir edecebileceğimiz semboller ortaya çıkmıştır. Bu yüzdendir ki, paganizm i putperestlik olarak tasvir eden ciddi bir kesim vardır. Kendilerine göre haklılardır ama, asıl konunun, Tanrı arayışı olduğunu da unutmamak lazım. Fantastik dünyaların çoğunda da bu arayış vardır, çok azında ilahi dinler olduğu bigi o dünyalara transfer olmuştur. Üstelik din de bir felsefedir ve fantezi edebiyatının bu felseden beslenmek istemesi tuhaf karşılanmaz. Yaşadığımız çağda, bu arayışlar sona erdiğinden, yani herkes kendi inancına sahipken, kötü niyetli de olsa her yapımdan etkilenmemiz söz konusu değildir. 

Gelelim çocuklar üzerindeki etkiye. Yabancı diziler zaten geç saatlerde yayınlandığı için, bilinçli bir anne-baba bu yapımları çocuklarına izletmez. Hatta çocuk kendisi izlemez. Çünkü, çocukların izleyebileceği seviyede değil. Yerli fantastik diziler ise zaten çocukları hedef alarak yapılmış ürünler. Onlar yoktu eskiden, Voltron, Ninja Kaplumbağalar, Pokemon vs.. vardı. Superman, Örümcek Adam, Heman vardı. Bunun önüne geçemezsiniz, her daim çocuklar için fantastik yapımlar olacaktır. Hatta olmalıdır da. Çocukların hayal güçlerini geliştirmek için böyle yapımlar izlemesi, olması gereken bir durum. Tabi bunu kontrol altında yapmak lazım. Anne-babanın, Pokemon gibi uçmadan önce, çocuğun durumunu takip etmiş, bunu engelleyecek aşamada olması gerekir. Hayal gücünü geliştirmek için çocuklarına hikayeler anlatmalı, ama mevzu bahis olayların tamamen uydurma olduğu bilincini de aşılamaları lazımdır. Yani çocukların, sınırları aşmamak kaydıyla, kontrol altında fantastik dünyalarda gezinmelerinin sakıncası yoktur. Üstelik çocuklarımızı zehirleyen çok daha ciddi ve tehlikeli şeylerin olduğunu söylemiyorum bile.

17 Eylül 2011 Cumartesi

Herkesin Adı Ülker

Spor Toto Süper Ligimizde bu sezon 3. senesine giren bir uygulama var formalar konusunda. Sadece göğüs bölgesine değil, sırta, kollara ve şortun sağ kısmına reklam alınabiliyor. Önceden göğüs ve kollara izin veriliyordu (Bu gidişle formanın her santimetre karesine alınacak artık). Son 2 sezondur uygulanan uygulamanın en dikkat çekici yanı, sırt reklamının üstte, futbolcu isimlerinin altta olması. Arjantin tipi deniyor buna, çünkü uygulandığı en meşhur lig Arjantin ligi. UEFA böyle bir uygulamadan nefret ettiği için, Avrupa Kupası maçlarında dikkat ederseniz, sadece göğüs reklamı olur (onunda alan sınırı var) ve isimler kesinlikle üstte yer alır. UEFA bu sezon başında TFF' ye bir uyarı göndererek, isimlerin tekrar üstte alınmasını istedi. Şike olaylarının başladığı tarihe kadar da, bu uygulamanın sonra ereceği ile ilgili haberler geldi kulağımıza. Ama gündemin değişmesi ile birlikte unutuldu gitti. Sezon başladı ve gördük ki, hala isimler altta. Tabi bu olayı şike olaylarına bağlamayacağız, hani TFF' nin zaten derdi büyük, bir de bunlarla mı uğraşacak gibisinden. Ama irili ufaklı bir çok yeni uygulamayı yürürlüğe koydu bu süreçte. Yani TFF' nin ayıracak zamanı vardı. Peki neden gerçekleşmedi bu olay? Bu olayı sponsporlara bağlayabiliriz diye düşünüyorum. Zira hali hazırda anlaşmaları devam eden kulüpler var. Örneğin Galatasaray' ın Ülker reklamı için anlaşması 4 yıllıktı, 2 senesi daha var. Bu anlaşmaların tekrar düzenlenmesi için kulüplere süre tanımış olabilir TFF.

Peki taraftar ne diyor bu konuda? Bu reklamları seven kimseyi duymadım henüz. Formasını satın aldıktan sonra reklamı kazıyan, reklam olduğu için almak istemeyen, hatta formayı gofrete benzeten :) taraftarlar mevcut. Üst sırt bölgesinde genelde isim görmeye alışık olduklarından, tüm futbolcuların isimlerini Ülker zannediyorlar :).

Süper Lig'te böyle sırt reklamı alan 13 tane kulüp var. Bunlardan 6 tanesi (şampiyonluk yaşamış olanlar ve İstanbul B.B.) Ülker reklamı almışken, diğer takımların hepsinin ayrı reklamları var. Sadece 5 tanesi, Samsunspor, Mersin İdman Yurdu, Orduspor, Sivasspor ve MKE Ankaragücü sırt bölgesinin üst kısmını boş bırakmış. Bulabilseler onlarda ekleyecekler ama sponsor bulmak zor şu zamanlarda, bulduklarını da göğüse koyuyorlar. 

5 tanesi Ülker' le anlaşmış demiştik, galerimize onlarla başlayalım.

Beşiktaş : Ülker

Fenerbahçe : Ülker

Galatasaray : Ülker

Bursaspor : Ülker

Trabzonspor : Ülker

İstanbul BB : Ülker Golf


Diğer 7 kulübün reklamları ise ayrı ayrı. Onlarla devam edelim.

Gaziantepspor : Antepia

Medical Park Antalyaspor : Aksa Jeneratör

Eskişehirspor : Eti

Gençlerbirliği : Medicana

Kardemir Karabükspor : Çelik-İş Sendikası

Kayserispor : Nesine.com

Manisaspor : Vestel

Endüstriyel futbolun zirve yaptığı son zamanlarda, Barcelona bile 111 yıllık tarihinde ilk defa reklam almışsa, formaların sağının solunun billboarda dönüşmesi gayet normaldir. Tertemiz, reklamsız formalar artık eskilerde kalmışsa da, unutmamamız gereken bir şey var. Son aylarda, Türk futbolunu derinden sarsan şike olayları sonucunda, futbola olan ilgi önemli derecede azaldı. Bunun sonucunda da sponsorlar destek vermekte cimri davranmaya başladılar. Takımlarımızın önemli bir kısmı, göğüs reklamı alamıyor, bu da ekonomik açıdan zayıflamalarına yol açıyor. Brezilya takımları gibi formalarımız olsun istemeyiz tabi ki ama, ekonomik gücün başarıyı getirdiği de aşikar. Sonuçta yapılan her şey, aslında maddiyat için.

(Düzenleme 30.10.2011; Mersin İdman Yurdu : Bpet, Orduspor : Aksa Jeneratör, Sivasspor : Marka AVM)


16 Eylül 2011 Cuma

Pes 2012 Demo


Eylül ayı sonu/Ekim ayı başı gibi piyasaya çıkmasını, daha doğrusu internete düşmesini :) beklediğimiz Pes 2012 oyununun 2.demosu geçtiğimiz günlerde yayınlandı. İlk demoya göre geliştirilen bazı özellikler ve eklenen bazı menüler ile, orijinal oyunu beklerken şimdilik idare edecebileceğimiz (aslında edemeyeceğimiz) bir demo oldu bu. Bu demoda, Tottenham Hotspur, Bayern Munich, Inter, Rangers, Club America ve Internacional takımları yer alıyor. "Ben spikersiz, Jon Champion' suz da olsa oynarım" diyorsanız veya PS salonlarına koşmadan önce bir önizleme yapmak isterseniz, buyrun -son derece yasal- linki.

PES 2012 DEMO 2
(PC sürümü için 1,4 GB' lık direkt link)

ismailinc.com


Dün 1.yaşını kutladığımız blogumuzda bugün hoş bir değişiklik daha yaptık. Artık kendi alan adına sahip oldu sitemiz. "ismailinc.com". Dolayısıyla üstteki banner da göreceğiniz üzere, blogun adında da ufak bir değişiklik söz konusu. Yeni yaş, yeni isim ve yeni adresimizle, tam gaz yola devam ...

15 Eylül 2011 Perşembe

Neko Case - Hold On, Hold On

1



Tam bir sene önce başladı ismailinc.blogspot.com... Vakit buldukça, hoşuna giden her konudan bahsedip, küçük yorumlar yaptı. Uzman olarak değil, hobilerine bir izleyici olarak. Her şeyden anladığını zannedip, bilgiçlik taslayanlardan, -kaba tabirle- artistlik yapanlardan değil, dost muhabbetinde söylenecek 3-5 cümleyi yeterli görenlerden biri oldu hep. Bugün 1.doğum gününü kutlarken, gelecek sene bugün, 2. sini de kutlamak ümidiyle ...

Inter 0 - Trabzonspor 1, Şampiyonlar Ligi'ne Yeni Adım



2 hafta önce yayınladığımız "Şampiyonlar Ligi ve Türkiye" isimli postumuzda, Türk takımlarının Şampiyonlar Ligi maceralarını istatistiksel olarak incelemiştik. O post uğurlu geldi belki de ve 5. takımımız Trabzonspor, deplasmanda Inter'i yenerek, bu lige çok güzel bir başlangıç yaptı. Hem kendi tarihini yazdı, hem de şu sıralar sıkıntılı süreçten geçen Türk Futboluna çok anlamlı bir hediye verdi. "Şampiyonlar Ligi ve Türkiye" başlıklı postumuza hemen istatistik eklememizi yapalım.


* Trabzonspor' un ilk puanı: Inter 1-0 (2011-12).
* Trabzonspor' un ilk golü: Inter 1-0 (2011-12).
Trabzonspor' un ilk galibiyeti: Inter 1-0 (2011-12).

10 Eylül 2011 Cumartesi

Spor-Toto Super Lig 2011-2012 Formaları


3 gün önce TFF, sessiz sedasız, Spor-Toto Süper Lig takımlarının 2011-2012 formalarını resmi sitesinden görücüye çıkardı. Önceki yıllarda olduğu gibi katalog şeklinde değil, her takımın kendi sayfasından yayınladı. Bu yüzden çoğu kimse yeni kataloğun farkına bile varmadı. Bir sonraki gün, yine sessiz sedasız, siteden kaldırılan formalar, dün gece itibariyle tekrar kondu. Ne yapmaya çalıştıklarını anlayamadık tabi ki. Bu kaçıp-kovalamaca esnasında, tüm süper lig takımlarının kataloğa gönderdikleri formaları sonunda görmeyi başardık ve hepsini burda sunabildik. Buyrun, taptaze 2011 model formalar.

(Ayrı ayrı takımlar. Büyütmek için resimlerin üzerini tıklayınız.)
Beşiktaş A.Ş.
Bursaspor
Eskişehirspor
Fenerbahçe S.K.
Galatasaray A.Ş.
Gaziantepspor
Gençlerbirliği
İstanbul Büyükşehir Belediyespor
Kardemir Karabükspor
Kayserispor
Manisaspor
Medical Park Antalyaspor
Mersin İdman Yurdu
MKE Ankaragücü
Orduspor
Samsunspor
Sivasspor
Trabzonspor A.Ş.

Bilgisayarınıza indirmek için tıklayınız.
Tweet