19 Haziran 2012 Salı

The Killing


Bu yazı, eğer henüz bir adet "amc's The Killing" seyreder değilseniz, sizi gaza getirmek için yazılmıştır ve mümkün olduğu derecede ispiyondan kaçınılmıştır.

Geçtiğimiz sene nette dolaşırken, hatrı sayılır bir çoğunluğun ısrarla gözüme soktuğu bir diziydi "The Killing". Bu dizinin bir -katil kim- projesi olduğu ve ağır akan temposuna rağmen heyecanı hep üst düzeyde tuttuğuna dair aldığım bilgiler istikametinde hemen izlemeye koyuldum. Sağolsun teknolojik kolaylıklar, hepsini bir anda indirip, seri halinde yutmaya başladım.



Gerçekten tempo yavaştı. İnsanın uykusu gelebilirdi. Ama bir şey sizi hep tetikte tutuyordu. Japon korku filmlerindeki -her an bir şey olabilir sessizliği- değildi, kasvetli bir tekinsizlikti bu.

Aslen Danimarka menşeili "Forbrydelsen" adlı dizisinin Amerikan versiyonuymuş bu dizi. Hikaye'den az biraz bahsedelim. Nakliyatçı baba Stan' ın (Brent Sexton) ve ev hanımı Mitch' in (Michelle Forbes) kızları, ilkokul veletleri Tommy ve Denny' nin ablaları, gizemli teyze Terry' nin yeğeni, 18 yaşındaki lise öğrencisi Rosie Larsen (Katie Findlay) bir gün bir arabanın bagajında boğulmuş halde gölden çıkarılıyor. Nişanlısı ile evlilik hazırlığında, ergen oğlu olan iş takıntılı dedektifimiz Sarah Linden (Mireille Enos) ve onun bu olayla birlikte ortağı olan eski uyuşturucu bağımlısı, karizmatik dedektif Stephen Holder (Joel Kinnaman) bu olayı araştırmaya koyuluyorlar.

2 sezon x 13 bölüm sürecinde katil kim oynuyoruz (Evet, iki sezon tek bir hikaye üzerinden ilerliyor). Bir yandan dedektiflerimizle beraber araştırma yaparken, bir yandan dedektiflerin özel hayatını kurcalıyoruz. Larsen' lerin dramına eşlik ederken, gölden çıkan arabanın sahibi meclis üyesi Darren Richmond ile belediye başkanı Lesley Adams' ın belediye başkanlığı seçimi yarışına tanık oluyoruz. Hatta uzunca bir süre, bu seçimin bizimle olan alakasını çözemiyoruz.


Bu süreçte kimlerden şüphelenmiyoruz. Rosie' nin lise arkadaşları, bir dönem sevgilisi Jasper Ames, Jasper' ın babası Michael Ames, öğretmen Bennet Ahmed, belediye başkan adayı Darren Richmond, kampanya çalışanları Gwen Eaton ve Jamie Wright, belediye başkanı Adams, Stan' ın yardımcısı Belko Royce, teyze Terry Marek, Stan' ın eski patronu mafya babası Janek Kovarsky, Janek' in elemanlarından ismini hatırlamadığım dövmeli çocuk, Kızılderililerin işlettiği casinonun güvenlik müdürü Nicole Jackson, Holder' ın sponsoru eski polis Gil Sloane. Yeni izlemeye başlayacak olanlar için bu liste çok anlamsız aslında ama :), 2 sezondan sonra bu liste size bir "previously on the killing" havası verecek.

Benim aklıma gelenler bunlar. 26 bölümde her birinden sırayla şüpheleniyoruz. Tam kesin budur diyoruz, bölümün sonunda tek sahneyle bizi tersyüz ediyorlar. N.Ş.A.' da, 'insanla dalga mı geçiyorsunuz mübarek' deyip sövesiniz gelir ama, hikayenin sizle böyle oynaması hoşunuza gidiyor. Katilin 2 sezon sonunda yakalanacağını bilseniz bile sanki her an ortaya çıkacakmış gibi hissediyorsunuz.

Oyunculuklara da bir parantez açmak gerekiyor. Mireille Enos' un zeki, hırslı dedektif Sarah Linden kompozisyonu (sürekli kazak giyiyor Linden) ve ebeveyn Larsen' ların dramlarını mükemmel yansıtan B. Sexton ve M. Forbes' in oyunculukları üst düzeyde. Meclis üyesi Darren Richmond' ı oynayan Billy Campbell, Stephen Holder' ı oynayan Joel Kinnaman, Richmond' ın çalışanı Jamie Wright' ı canlandıran Eric Ladin benim favorilerim olarak işaretlediklerim. Müzikler de aynı derecede kuvvetli. Hele her bölümün sonunda çalan tema müziği gerçekten dizinin o tekinsiz havasını yansıtıyor.


Klasik bir -katil kim- oyununun, gerilim, dram ve polisiye ile müthiş kombinasyonunun çok güzel bir örneğidir The Killing. Resmi olarak açıklanmasa da, 3.sezon ve yeni bir hikayeyle sabırla bekliyoruz.

Hiç yorum yok:

Tweet