18 Ekim 2010 Pazartesi

8. Hafta / Galatasaray 2 - Ankaragücü 4

Devrim

Son yıllarda 4 büyükler dışındaki takımların zirveyi zorlamaları olağan bir durum haline geldi. Bu zorlama geçen sene meyvesini Bursaspor'un şampiyonluğu ile verdi. Bu olay aslında Türk Futbolu için devrim niteliği taşıyordu. Artık 4 büyüklere kafa tutmanın, üst sıralarda yer almanın aslında çok da zor olmadığını anladı diğer takımlar. Büyük takımlar sürpriz yenilgilerle tanışmaya başladı. Eskiden sarı-kırmızı, siyah-beyaz, sarı-lacivert formayı gördü mü bir takım karşısında, kafada maça 1-0 yenik başlardı. Bu sene bu devrimi artık iyiden iyiye hissetmeye başladık. Son şampiyon Bursaspor, her daim tehlikeli Kayserispor, Süper Lig'deki ilk sezonunda herkese kafa tutan Kardemir Karabükspor, gün geçtikçe güçlenen M.P. Antalyaspor, 4'te 0'dan sonra atağa geçen Manisaspor. Hani biraz daha kassak, ligin tüm "diğer" takımları listede. Türkiye Süper Ligi artık kabuk değiştiriyor. Dün Manisa Beşiktaş'ı bozguna uğrattı, bugün de Ankaragücü Galatasaray'ı.

Fatma Nine'ye Ayıp

1905 doğumlu olduğu için Galatasaray'ın maskotu olmuştu son zamanlarda Fatma Nine. Hatta kaymakam çakma forma hediye etmiş diye garipsemiştik te. Sağolsun yönetimimiz orjinal forma hediyesiyle beraber Fatma Nine' yi Ali Sami Yen'e misafir etmiş ve Ankaragücü maçını izletmiş. Yönetim güzel düşünmüş ama hesaba katmadıkları bir olay var. Ruhsuz oyuncular birliği.

2. dakikada ara topla yenilen şok bir gol. Sonra ilk devre bu golü çıkarma çabaları. İkinci yarı başında kaleciden dönen topun Servet'in bakışları arasında tekrar gollük bir şuta dönüşmesi. Baros'un onca ruhsuzun içinde kendi başına attığı iki gol. Yine bir ara toptan yenen 3.gol. -Bir kez daha- ara top yüzünden kırmızı kartla atılan kaleci. Son dakikada Sabri'nin "buyrun içeri girin" edasıyla Turgut Şahin'e yol vermesi ve diğer kalecinin kapattığı köşeden gol yemesi. Aslında maçla ilgili yazılacak çok şey var nedense bu maçın kritiğini böyle yapmak geldi içimden. Fazla söze gerek yok nasılsa. Skorboard' daki utanç ve Fatma Nine'ye yapılan ayıp yeterli.

8. Hafta sonunda 4 galibiyet-4 mağlubiyet ile 9.luğa geriledik. Atılan-yenilen gol lerde de eşitlik var. 12-12. Puan da 12.


Bundan Sonra?

Aslında "bundan sonra neler olur" a cevap vermesi zor değil. Her sene aynı senaryo olmasına rağmen, bu sene erkenden, daha 2. haftadan lige havlu atılmıştı. Beklentilerimiz sportif açıdan çok değil. Bundan sonra da taraftarlar olarak hızlı bir yükseliş beklemiyoruz. Bu sene de gözden çıktı artık, bari seneye yatırım olsun diyoruz. Stat yetiştirme telaşındaki -şirket patronu- başkanımızdan da ümidi kestik sayılır. Her daim arkasındayız dediği Frank Rijkaard sanırım artık yolcu. Kaliteli bir hoca olmasına rağmen, kafasındaki sistemi bize bir türlü oturtamadı. Çünkü sisteme uygun oyuncu yok. Yönetim kafasına göre oyuncu aldı hep. Derbi maçına kadar ömrü yetmeyebilir.

Haftaya?

1-) Son yılların en kötü defansına sahip Galatasaray.
2-) Son yılların en ruhsuz takımına sahip Galatasaray.
3-) Bu sene en iyi ofansif oyununu oynayan Guiza'sız Fenerbahçe.
4-) Kadıköy.
5-) Fenerbahçe'yi yenememe psikolojisi.
6-) Arda'nın sakatlığı (Baros ta eklenebilir).

İkinci bir 6-0 yolda galiba.

Hiç yorum yok:

Tweet